Biz kadınların hayatımızın bir döneminde mutlaka unutamadığımız birileri olmuştur.. Bazılarının etkileri geçmiştir, bazılarımız ise hala etkisinden kurtulamıyor olabiliriz.. Bugün bir arkadaşım ile konuşurken aklıma geldi, kim bilir kaç kadın aynı durumda dedim kendi kendime.. Arkadaşıma verdiğim naçizane tavsiyeleri sizinle de paylaşmak istiyorum.. Diyelim ki şöyle bir ilişkiniz var; çok seviyorsunuz onu, o da sizinle olduğu zamanlarda sizi sevdiğini söylüyor fakat günlerce aramıyor sizi!!?? Siz aradığınızda da tam da ben seni arayacaktım, çok yoğundum, moralim bozuktu vs. gibi birçok bahane üretiyor. Yanlış giden birşeyler olduğunun farkındasınız ama bitirmek de gelmiyor içinizden, çok seviyorsunuz, onsuz olamayacağınızı düşünüyorsunuz, onsuz olma fikri bile içinizi parçalıyor çünkü.. Dünyadaki en yakışıklı adamı getirseler o anda karşınıza yüzüne bile bakmaz reddedersiniz.. Ara ara cesaretlenip ayrılmaya karar veriyorsunuz, beni bir daha arama diyorsunuz binbir zorlukla.. O da tamam diyor.. Aradan önce birkaç gün geçiyor, belki de birkaç hafta.. Tam normale dönmeye başladım sanırım diye düşünmeye, o olmadan da yaşayabilirim demeye başlıyorsunuz, tam da o anda telefon çalıyor ve o arıyor.. "Seni özledim", "Lütfen görüşelim" diyor.. Dayanamayıp görüşüyorsunuz, belki değişmiştir, belki o da beni seviyordur umuduyla.. Birkaç günlük mutluluktan sonra herşey yine eskiye dönüyor.. Yine aramamaya, umursamamaya başlıyor.. Yine aynı acıları sil baştan yaşıyorsunuz.. Tam bir kısır döngü.. Onunla da olmuyor onsuz da..
Nasıl tanıdık geldi mi?? Eminim hayatınızın bir döneminde yaşamışsınızdır bunu.. Aslında bunun çok kolay bir açıklaması var.. Bu tarz erkekleri (ki maalesef onlar %50'lik bir orandan fazlası) enerjinizi çeken birer elektrik süpürgesi olarak görebilirsiniz.. Siz onları severken, onlara ilgi gösterirken sizin enerjinizi emerler, sizdeki pozitif enerji onlara akar.. Siz aramayı kesitiğinizde enerjiniz yükselir, onun ise sizden aldığı enerji kesilidiği için kendini kötü hisseder ve mutlaka sizi arar.. Çünkü sizden aldığı enerji ile beslenir.. Sizden enerji alamazsa işleri de kötü gitmeye başlar, para da kaybeder, mutsuz da olur.. Enerji karşılıklı aktarılabilen, bir insandan diğerine geçebilen bir kavramdır.. Düşünsenize bir gün çok mutlusunuzdur, içinizden şarkı söylemek gelir, yerinizde duramazsınız, yolda yürürken bir arkadaşınızla karşılaşırsınız. Bakarsınız arkadaşınız çok mutsuz.. Haliyle neyin var diye sorarsınız, başlar anlatmaya.. 2 saat sonra bir de bakmışsınız arkadaşınız "oh be rahatladım valla" der, siz de "offf içim daraldı" dersiniz ve bir de bakmışsınız birkaç saat önce mutluluktan havalara uçan o insandan eser yok.. Çünkü arkadaşınız pozitif enerjinizden çalmıştır, siz de onun negatif enerjisini almışsınızdır.. Nasıl bir alışveriş ama??
Peki bu tarz ilişkilerde bitmiş olsun veya olmasın, nasıl davranmak gerekir?? Tam da bu derdinize ilaç gibi gelecek bir kitabım vaaarrr.. Seda Diker'in "Aslında Giden Erkek Yoktur" kitabını mutlaka okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.. İlk sayfasında yazan "dişi olmanın unutulan sırları" kısmı hiç dikkate almayın, hatta kitabın içinde de bununla alakalı bölümler var.. Valla ben bu bölümleri direkt atladım :) Ama bir kitaptan bu kadar etkileneceğimi ve bu tarz bir kitabın beni bu kadar düşündüreceği hiç aklıma gelmezdi.. İçinde öyle çarpıcı cümleler var ki, unutmak isteyip de unutamadığınız kişileri kolayca unutabilir, hastalıklı ilişkilerinizden bu tavsiyeler ile kolayca kurtulabilirsiniz..
merak ettim açıkcası :)
YanıtlaSilMutlaka oku :)
Silmerak ettim açıkçası gördüğüm anda alacağım kitaplar arasında :)
YanıtlaSilpişman olmazsın :)
YanıtlaSil